Bu çalışmamın FETÖ/PDY’nin bu kuvvete ne kadar genişlemesine ve derinlemesine nüfuz ettiğini anlamam bakımından göz açıcı bir işlev gördüğünü teslim etmeliyim.
Bu gizli örgütün geride bıraktığımız 15-20 yıllık dönemde ağırlıklı olarak bir dizi tasfiye yöntemi kullanarak, ardından kısmen son dönemde Balyoz ve casusluk gibi kumpas davalarından da istifade ederek Hava Kuvvetleri’nin bütün kademelerine yerleştiğini söylemek mümkün.
*
Öncelikle 2010 sonrasında Hava Kuvvetleri’nin general düzeyindeki kadrolarının aşama aşama nasıl Fethullahçı örgütün hakimiyetine geçtiğini somut veriler üzerinden analiz etmek istiyorum.
Bunun için önce kalkışmanın gerçekleştiği 15 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla Hava Kuvvetleri’ndeki general kadrolarının toplamına göz atalım. Bu tarihte HKK’da “uçucu” ve “yer” olmak üzere toplam 66 general kadrosu vardı. Kuvvet bünyesinde buna ek toplam 6 olan “hava tabip general” kadrosunu bu analizin dışında tutuyorum. Kısaca tek belirteceğim husus, bu 6 tabip generalden bugün yalnızca üçünün görevine devam ettiği, diğer üçünün sistem dışında olduğudur.
Bu 66 generalden 31’i, 15 Temmuz sonrasında çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) TSK’dan atılmış bulunuyor. Bu işlem yapılırken kendilerinin rütbeleri de alınmıştır. Bu gruba darbeden hemen sonra 25-28 Temmuz 2016 arası dönemde istifaları istenen 7 general ile 28 Temmuz 2016 tarihinde düzenlenen YAŞ toplantısında emekliye sevk edilen 6 generali de eklediğimizde, 44 gibi bir toplama ulaşıyoruz. İstifa eden ya da emekliye sevk edilen 13 kişilik gruptaki generallerin çoğunun rütbeleri alınmıştır.