TÜRKİYE’nin genç kuşakları için pek de tanıklık etmedikleri türden bir parti kongresi oldu geçen hafta sonu Ankara’da yapılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 36. Olağan Kurultayı.
Sıkça rastlandığı gibi, liderin tek aday olarak katıldığı, delegelerin rutin bir tasdik işleminde bulunduğu standart kongrelerden biri değildi. Genel başkana karşı bir başka adayın çıkıp meydan okuduğu, politikalarını ve partinin gidişatını kürsüden açıkça sorguladığı ve sandıkta yarışa girdiği çekişmeli bir kongre oldu.
***
Neresinden bakılırsa bakılsın, Yalova milletvekili Muharrem İnce’nin bu iddiayı ortaya koymuş olması, kuvvetli hitabeti ile itirazlarını seslendirmesi, 2018 yılı başında Türkiye’nin bir büyük kitle partisinde parti içi demokrasinin işletilebildiğini göstermesi bakımından değerli bir demokratik tecrübedir.
Bir bu kadar önem taşıyan, seçimli bir kongrenin kaçınılmaz gerilimlerine sahne olmakla birlikte, kurultayın son tahlilde yine de centilmence kapanmış olmasıdır.
Muharrem İnce’nin aldığı oy miktarı yabana atılmamalıdır. Toplam 1266 delegeden 447’si İnce’ye oy vermiştir. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na 790 oy çıkmıştır. Delegelerin yüzde 64’ü Kılıçdaroğlu’na, yüzde 36’sı İnce’ye oy vermiştir. Kılıçdaroğlu’nun adaylık başvurusuna 1081 delege imza atmıştı. Bu durumda genel başkanın adaylığına imza atanlar içinde hatırı sayılır bir kesimin (muhtemelen 291 kişi) sandıkta tek başına kalınca oyunu İnce’ye yönelttiği anlaşılıyor.
Bu sonuç, CHP tabanında sayıca azımsanmayacak bir kesimin partide işlerin gidişinden hoşnut olmadığını ve bazı şeylerin değişmesini talep ettiğini gösteriyor. Her halükârda İnce’nin sesi bundan sonra daha güçlü çıkacaktır. Kılıçdaroğlu, pek zorlanmadığı bir marjla seçilmiş olsa da bu kesimin mesajına kulak vermek durumundadır.