CUMHURİYET Halk Partisi’nin hafta sonunda düzenlenen kurultayında 13 yıldır genel başkanlık koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybederek, yerine Özgür Özel’in geçmesi, geçen mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçiminden sonra Türkiye’de meydana gelen en önemli siyasi hadisedir.
Manisa milletvekili Özel’in bu seçimden galip çıkması, birçok yönden yapılacak bir değerlendirmeyi gerekli kılıyor.
Birincisi, Türkiye’de siyasi partilerin yönetiminde ipleri elinde tutan lider ve ona bağlı genel merkez kadrolarının, bir başarısızlık öyküsünde bile parti kongresi üzerinden kolay kolay değiştirilemeyeceği yolundaki yaygın kanaati yıkmış olmasıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılında Deniz Baykal’ın olağanüstü koşullarda istifası sonucu düzenlenen kurultayda tek aday olarak genel başkanlığa seçildikten sonra katıldığı seçimleri her seferinde kaybetmiş olmasına karşılık, liderliğini sarsılmaz bir şekilde güçlendirerek sürdürebilmişti. Seçim kaybı sicilinin başlıca istisnası 2019 yılında özellikle İstanbul ve Ankara’daki yerel seçim başarılarıdır.
Uğranılan bütün seçim yenilgilerine rağmen koltuğu korumak, CHP’de Deniz Baykal’ın liderliği döneminin de değişmez bir özelliğiydi. Baykal istifa etse de kısa bir süre sonra geri dönmüştü.
*
CHP’de uzun yıllardır bu değiştirilemezlik sorunu yaşansa da, aslında kurultay zemininde değişim CHP tarihine yabancı bir olgu değildir. O dönemde halktan güçlü bir destek rüzgârını arkasına almış olan Bülent Ecevit’in, 1972 yılındaki olağanüstü kurultayda İsmet İnönü’ye karşı elde ettiği zafer hatırlardadır.
Bu kurultayın açılışında başkanlık divanı için yapılan seçimi Ecevit’in desteklediği Sırrı Atalay’ın İsmet İnönü’nün desteklediği Hüdai Oral’a karşı kazanması, bunu kendisine güvensizlik olarak gören İnönü’nün genel başkanlıktan istifa etmesiyle sonuçlanmıştı. Ardından kurultayda yapılan genel başkanlık seçimini tek aday olan Ecevit ezici bir çoğunlukla kazanmıştı.
İstiklal Harbi kahramanı, Lozan Konferansı baş müzakerecisi, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, demokratik bir yarışın daha başında yenilgiye uğrayınca istifayı uygun görmüştü.