DARBECİLER, kendisini engellemek üzere konutuna dört askerden oluşan silahlı bir tim gönderdiler. Konut her bir taraftan sarıldı. Bu durumdan habersiz dışarı çıkmak üzere kapıyı açtığında, karşısında G-3 piyade tüfeğini kendisine doğru çevirmiş tam teçhizatlı bir binbaşıyı buldu.
“Ben kurmay başkanıyım, ordu komutanının emri var, karargâha gitmem gerekiyor” dediğinde, darbeci binbaşı mermiyi silahın ağzına sürerek, “Komutanım, kati emir aldım, sizi vururum” dedi.
Bu hadise, İkinci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun’un 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü darbecilerle ilk karşılaşmasıydı. İş orada bitmedi.
Daha sonra durumdan haberi olan İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti’nin uyarısı üzerine karargâhtaki darbeciler, dört kişilik timi Angun’un konutunun önünden çektiler.
Angun, kısa bir süre sonra İkinci Ordu’ya gittiğinde bu kez karargâha el koymaya çalışan darbeci iki tuğgeneral ve bir kurmay albayla karşı karşıya gelecekti. Gecenin akışı içinde darbeciler kendisine iki kez silah çekecekler, sabah saatlerine doğru silah zoruyla Angun’un bileklerini plastik kelepçeyle bağlayıp bir odada tek başına hapsedeceklerdi.
Ancak ortada bir gariplik vardı. Darbecilerin hazırladıkları görevlendirme belgelerinde Avni Angun’un adının karşısına gıyabında ‘Malatya Sıkıyönetim Komutanı’ diye yazılmıştı.