CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın Londra’ya gitme nedeni, iki ülke ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan ancak ‘Tatlı Dil Forumu’ (Sweet Talk) adındaki yarı resmi nitelikteki gelenekselleşmiş bir etkinliğe katılmaktı.
Ancak İngiliz hükümetinin bu imkânı değerlendirerek, Erdoğan’ın Londra’ya gelişini protokol düzeyi itibarıyla neredeyse resmi bir ziyarete dönüştürüp Türk tarafına önemli bir jestte bulunduğu ortada.
Resmi bir devlet ziyareti olmasa da İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Buckingham Sarayı’nda ağırlaması, bu ziyaretin belleklerde en çok yer eden görüntülerinden biri olarak kalacaktır.
*
Aslında her iki tarafı da birbirine yönelten somut çıkarlardır. İngiltere açısından bakıldığında, AB’den ayrılma sürecine ilişkin Brexit faktörünü öncelikle vurgulamak gerekiyor. İngiltere, 2019 yılında Avrupa Birliği’nden resmen çıkıyor. Erdoğan’a ve onun şahsında Türkiye’ye gösterilen önem, AB’den boşanmanın siyasi ve ekonomik açıdan yaratacağı olumsuzluklara karşı bir önlem alma arayışının da ifadesidir.
Türkiye ile ticaretin arttırılması, bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması niyetleri bu arayış çerçevesinde belirlenen ilk hedeflerdir. Türkiye’deki yatırım imkânları da İngiliz şirketleri için her zaman cazip bir alan olmuştur. Türkiye’nin yapmayı tasarladığı milli savaş uçağı projesinde uçak motorunun ünlü İngiliz şirketi Rolls-Royce tarafından sağlanmasına ilişkin teklif, ziyaretin dikkat çeken başlıklarından biriydi.
İşin siyasi boyutunu da muhakkak hesaba katmamız gerekiyor. Avrupa’nın siyasi bütünleşmesinin dışına çıkacak olan İngiltere, çekilmenin yaratacağı boşluğu muhtelif düzlemlerde gireceği işbirlikleriyle doldurmak isteyecek, buradan güç almaya çalışacaktır. Bölgesindeki ağırlığı da dikkate alındığında, Türkiye ile kuracağı özel ve yakın bir ilişkinin bu anlamda önemli bir işlev göreceği aşikârdır.