Aylardır gazete ve televizyon bültenlerinde karşımıza sıkça çıkan haberler arasında muhtelif savaş uçaklarını konu alan gelişmeler de var.
Her gün F-16’lar, Eurofighter’lar, F-35’ler, VIPER modernizasyon kitleri ve KAAN projesi bu haberler üzerinden gündemimize giriyor.
Değindiğimiz içerikteki haberlerin son dönemde bu kadar yoğunlaşmasının gerisinde, Türkiye’nin envanterindeki savaş uçağı filosunun önümüzdeki on yıllara dönük modernizasyon plan ve hedeflerinin hayata geçirilmesinde karşılaşılan sorunlar yatıyor.
Bu haberlerle ilgili önemli bir noktayı baştan vurgulayalım. Söz konusu savaş uçakları, Türkiye’nin Rusya ile Bulgaristan, Irak, İran gibi komşularıyla arasındaki askeri güç dengesine ilişkin tehdit değerlendirmeleri bağlamında gündeme gelmiyor.
Konu daha çok Ege’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki güç dengesinin gözetilmesi, bu dengenin Türkiye’nin aleyhine şekillenmemesi hedefi çerçevesinde ele alınıyor.
Dikkat çekici bir nokta daha var. Uçak alımlarının finansmanıyla ilgili hususlar kuşkusuz çok önemli olmakla birlikte, işin bu kısmı söz konusu haberlerde temel mesele olarak belirmiyor.
Sorun, bu aşamada büyük ölçüde uçakların satın alınabilmesi için gerekli siyasi onayın üretici, satıcı ülkelerin karar alma organlarından, yani hükümetlerinden, parlamentolarından çıkması noktasında yaşanıyor.