Gerçekten de bu dönemde siyasetçi, yargı mensubu, asker ve bankacı gibi pek çok şahsı hedef alan telefon dinleme ve görüntü alma operasyonlarına ilişkin 4 Eylül 2017 tarihli bu iddianamede gün ışığına çıkan gerçekler, Türkiye’nin yakın tarihini yeni bir bakışla ele almamızı gerekli kılıyor.
Bu çerçevede “CHP Lideri Baykal neden hedef alındı” sorusunun yanıtını bulabilmemize ışık tutan pek çok somut bilgi var bu iddianamede.
*
Bu yanıtı ararken önce o dönemdeki ülke gündeminin seyrini kısaca hatırlamamız gerekiyor. AK Parti hükümeti, 2009 yılından itibaren bir yargı reformu ihtiyacını dile getirmeye başladı. Arşivler, hükümetin bu amaçla referanduma gitme niyetinin 2010 yılı mart ayında kuvveden fiile çıktığını gösteriyor. AK Parti anayasa değişikliği taslağını 22 Mart’ta açıklamış, tartışmaların ardından resmi kanun teklifi 30 Mart tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmuş ve süreç fiilen işlemeye başlamıştır.
Anayasa paketinin TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesine vakit geçirilmeksizin başlanmış, paket 13 Nisan tarihinde komisyondan geçmiş, yaklaşık üç hafta sonra 6 Mayıs’ta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. Teklif, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayından geçtikten sonra 13 Mayıs 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ardından tam 120 gün sonra 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma gidilmiş, Türkiye, 2010 yazını HSYK başta olmak üzere yargıya yeni baştan çekidüzen verecek olan köklü anayasa değişikliklerini tartışarak geçirmiştir.