OTOMOTİV sektörünün 2016 yılı sonunda 2015'te gerçekleştirdiği
başarıyı büyük ölçüde tekrarlayacağı anlaşılıyor.
Sektör, geçen yıl ilk kez iç satışta 1 milyon eşiğini geçmişti.
Bu yıl da benzer bir sonucun alınması bekleniyor. Türk ekonomisiyle
ilgili karamsar beklentilerin ortalığa yayılmaya başladığı bir
dönemde otomotiv sektörünün ülkeyi kaplamakta olan bu psikolojiden
etkilenmeden gelişmesini sürdürmesi kuşkusuz başlı başına önemli;
bu durum sektörün gücünü, dinamizmini gösteriyor.
2 MİLYON İNSANA DESTEK
Otomotiv, bugün Türk ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri
haline gelmiş bulunuyor. Geçen yıl 21 milyar doları aşan bir
rakamla Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde15’ini üstlenmişti.
80’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Bu yönüyle artık küresel
iddiaya sahip bir sektör. AB’nin otomobil ithal ettiği ülkeler
sıralamasında Türkiye’nin birincilik konumunu elde etmiş olması
iftihar etmemiz gereken bir durum. Üretimde yerli ürün payının
belirgin bir şekilde artmakta oluşu da bir başka olumlu gelişme. Bu
sektörümüz pek çok yan sanayinin gelişmesinin önemli bir güvencesi.
Son tahlilde yan sanayilerle birlikte 400 bine yakın ailenin,
neresinden baksanız 2 milyona yakın insanın, vatandaşımızın
geçimini karşılayan, temin eden bir sektör. Bu yönüyle çok hayır
duası alan bir sektörden söz ediyoruz.
Bu sektör aynı zamanda ülkemizde teknolojik gelişmenin, know-how
kapasitesinin ileri gitmesi bakımından da önemli bir işlev görüyor.
Otomotivdeki kuruluşlarımızın her birinin artık modern araştırma
geliştirme birimlerine sahip olması, Türkiye’nin bu alanda
kaydetmekte olduğu sıçramada önemli bir işlev görüyor.
Bu sektördeki beşeri sermayenin değerini de teslim etmemiz
gerekiyor. Sonuçta otomotiv sektörü geldiği gelişkinlik düzeyiyle
Türkiye’nin dünya ile entegrasyonunda da çok önemli bir rol
oynuyor. Geçenlerde Bursa ekimizde çarpıcı bir manşet vardı. Uludağ
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin raporuna göre, geçen
ekim ayında Bursa’dan otomotiv ihracatının yüzde 79’u AB ülkelerine
gitmiş. Türkiye’nin en büyük dördüncü ili olan Bursa, bugün AB ile
ekonomik anlamda büyük ölçüde entegre olmuş durumda. Bursa’da
otomotiv yan sanayiinde faaliyet gösteren orta ölçekteki bir
işletmede çalışan bir işçinin geleceği bugün önemli ölçüde
Türkiye’nin bu entegrasyonunun sürmesiyle yakından ilişkilidir.