BUGÜN itibarıyla tam 165 gündür demir parmaklıklar arkasında bulunan Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu’na yöneltilen başlıca iki suçlama var.
Önce birincisiyle başlayalım.
Bu suçlama, Muratoğlu’nun “ByLock programını kullanan FETÖ/PDY
nedeniyle tutuklu ya da firari durumdaki emniyet görevlileri,
işadamları, örgütün yardımlaşma derneği, bakanlık müşaviri gibi
muhtelif meslekler yapan şahıslarla 2013-2016 arasında 17-25 Aralık
sonrası dahil yoğun ve hayatın olağan akışına uygun olmayan şekilde
açıklayamadığı irtibatının bulunması...” ve “örgütün avukatlık
yapılanmasıyla ne şekilde tanıştığını açıklayamaması...”
şeklinde özetlenebilir.
Dünkü yazımızda Muratoğlu’nun FETÖ bağlantılı
“Kimse Yok mu Derneği”nin Konya yöneticisi ile temasının bulunduğu
iddiasının maddi hata içerdiğini, bu telefon numarasının Vodafone
telefon sekreter servisine ait olduğunu belgesine dayanarak ortaya
koymuştuk.
14 Aralık 2016 tarihindeki polis sorgulamasında, Muratoğlu’na
FETÖ/PDY bağlantılı olduğu ileri sürülen 15 kişiyle tespit edilmiş
telefon iletişimi sorulmuştur. Muratoğlu, bu 15 kişiden yedisini
tanımadığını belirtmiştir. Keza, hepsi tutuklu bulunan bu yedi kişi
de Muratoğlu’nu tanımadıklarını beyan etmiştir.
Geriye Muratoğlu’nun tanıdığını kabul ettiği sekiz kişi kalıyor.
Kayıtlara göre, kendisinin bunlardan yedisi ile toplam telefon
iletişimi yıllık 10 adedin altındadır. İletişime yalnızca telefon
konuşması değil atılan SMS mesajları da dahildir.
Bunlar içinde en düşük yoğunlukta iletişimi olan kişi Muratoğlu’nun
2012’de bir gazeteci grubuyla birlikte ABD’ye gittiği Yamanlar
Kolejleri Genel Müdürü Sebahattin Kasap’tır. Emniyet ifadesinin
11’inci sayfasında yer alan delil kayıtlarına göre, Kasap’tan
Muratoğlu’na 13 Temmuz 2015 tarihinde saat 23.33’te iki SMS mesajı
gelmiştir. Bu iki mesaj dışında aralarında hiçbir iletişim izi
tespit edilememiştir.
13 Temmuz 2015 gecesi Kadir Gecesi’dir. Kasap’ın o saatte söz
konusu SMS mesajlarını Muratoğlu’na Kadir Gecesi dolayısıyla
göndermiş olması kuvvetle muhtemeldir ve en azından bu örnek
-iddianamede ileri sürüldüğünün aksine- hayatın akışına uygun bir
iletişim olarak belirmektedir.