Gözaltına alındığı 17 Ekim 2017 ve tutuklandığı 1 Kasım 2017 tarihlerini Osman Kavala’nın dört buçuk yıldır devam etmekte olan karmaşık davalar sürecinin başlangıç noktası olarak alalım.
Kendisi hakkında ağırlaştırılmış müebbet, diğer yedi sanık hakkında 18 yıl hapis cezasına hükmeden önceki günkü mahkeme kararı, yürümekte olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve AİHM süreçleri de dikkate alındığında son derece ağır ve sıkıntılı bir durum yaratmıştır.
Daha önce İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin Kavalahakkında beraat kararı verip bu kararın istinaftan dönmesinden sonra bu kez 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendisini ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış olması herhalde hükmün ilk göze çarpan yönüdür.
Keza, benzer şekilde daha önce beraat etmiş olan yedi sanık, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ekmekçi, bu kez 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilerek, mahkeme salonunda tutuklanıp buradan cezaevine gönderilmiştir. Karar bundan sonra temyiz için Yargıtay’a gidecektir.