Geçen hafta Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlamasıyla patlak veren krizin uluslararası politika ve dünya kamuoyunun gündemine taşıdığı başlıklardan biri de Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki kontrolünün hukuki çerçevesini çizen 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi oldu.
Bu sözleşme Türkiye’ye Rusya dahil üçüncü ülkelerin savaş gemilerinin Karadeniz’e çıkışlarını sınırlama, yasaklama imkânı tanıyor. Sözleşmenin bu yönü, kaçınılmaz olarak silahlı çatışmaların güney cephesine sahne olan bu bölgedeki askeri güç dengesini ve savaş denklemini yakından ilgilendiriyor. Dolayısıyla, bugünlerde bütün gözler Montrö Sözleşmesi’ne ve onun hükümlerine çevriliyor.
İşte uluslararası alanda bütün projektörler Türk Boğazları’na odaklanırken, Rusya’nın dört savaş gemisini 27-28 Şubat tarihlerinde Karadeniz’e sokmak için yaptığı başvuru karşısında, Türkiye bu taleplerden yalnızca birini kabul etti, diğer üçünü geri çevirdi.