TÜRKİYE’nin bilimsel üretimde dünyadaki yerini ölçmeye çalışırken başvurabileceğimiz pek çok ölçüt var. Yapılan akademik yayınların sayısı kuşkusuz önemli bir gösterge. Bu sıralamaya baktığımızda dünya sıralamasında 19’unculuğa geldiğimizi, İran’ın ise üç basamak yukarıda 16’ncılığa çıktığını geçen hafta yazmıştık.
Ancak akademik yayınların, belgelerin miktarı tek başına yeterli bir ölçüt değil. Son tahlilde bu da niceliğe dayanan bir yöntemi esas alıyor. Niteliği anlamaya çalışıyorsak, bir yayının akademik dünyada ne ölçüde etki yaptığını da ölçmemiz gerekiyor. Buradaki etkiyi ise bir akademik yayının aldığı atıflar üzerinden okuyabiliyoruz. Buna ‘atıf etkisi’ diyoruz. Bir akademisyenin çalışmasına başka bilimsel makalelerde referans verildiği oranda, o çalışmanın başarı derecesi de yukarı doğru çıkıyor.
Bu çerçevede ülkelerin performansı değerlendirilirken, yayın başına atıf faktörü üzerinden de bir sıralama yapılıyor. Peki ülkemiz bu sıralamada nerede duruyor?
*
Bunu anlatabilmek için yine daha önceki iki yazımızda kullandığımız ‘SJR endeksi’ni esas alacağız. Bu endekse baktığımızda, Türkiye’nin alınan atıfların toplamını gösteren sıralamada, akademik belge ve yayınlardaki 19’unculuğun altına inerek 26’ncılığa gerilediğini görüyoruz.
SJR’nin veri tabanına göre, Türkiye’de 2017 yılında toplam 42 bin 405 akademik nitelikli ‘belge’ üretilirken, bunlardan atıf alanların sayısı 15 bin 242 ile sınırlı kalmış. Bu da belge başına atıf oranında 0.36’ya denk geliyor. Türkiye’nin bu başlıktaki performansını İran’la karşılaştırdığımızda, İran toplam 54 bin 388 belgeye 0.53 atıf oranı gibi daha yüksek bir sonuç elde ediyor. İran, toplam atıf sıralamasında 17’nci geliyor.
*