KABUL edelim ki, eşit imkânlar üzerinden, gerçek rekabet koşullarında yapılan, centilmenliğin her şeyin üstünde tutulduğu bir yarış değildi. ‘Evet’çi cephenin vicdan sahibi temsilcileri de referandum kampanyasının pek de adil bir şekilde yürümediğini muhtemelen teslim edeceklerdir.
Spor karşılaşmalarının yarışan tarafların kurallara uymalarını sağlayacak, bunun için gerektiğinde müdahale edecek bir hakemin gözetiminde yapılması esastır. Bu maçta hakemin varlığıyla yokluğu doğrusu pek belli değildi. Rekabet koşullarına uyulmasını denetleyecek bazı mekanizmalar, örneğin Yüksek Seçim Kurulu’nun kampanya döneminde TV kanalları üzerindeki denetim yetkisi bir OHAL kararnamesiyle kaldırılmıştı. Sahi, OHAL FETÖ ile mücadele için çıkartılmamış mıydı?
Yarın yapılacak olan referandumun sonucu hangi yönde tecelli ederse etsin, bu dönemin tarihi ileride yazıldığında tarafların eşit koşullarda yarışmadıkları bir seçim olarak kayıt düşüleceğini bugünden tahmin etmek güç değildir.