SEÇİM sisteminde yapılan değişiklikler içinde en çok tartışma yaratan başlıklardan biri sandık kurullarının yapısını konu alıyor.
Oylarımızı kullandığımız sandıkların sorumluluğunu üstlenen bu kurulların öneminin altını çizmeye gerek yok. Seçimin düzgün ve adil bir şekilde yapılmasından, bu anlamda seçimin namusundan birinci aşamada sandık kurulları sorumlu.
TBMM’de kabul edilen AK Parti-MHP ortak yasa teklifi, bu kurulun yapısını majör bir şekilde değiştirdi. Bu değişikliği açıklayabilmek için önce yürürlükten kalkmakta olan sistemi kısaca açıklamamız gerekiyor. Bu çerçevede ilk olarak ‘Sandık Kurulu Başkanı’ seçimiyle ilgili düzenlemeye göz atabiliriz.
*
1961 tarihli ve 298 sayılı ‘Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un çok temel bir yönü, sandık kurulu başkanlıkları için ağırlıklı olarak siyasi parti temsilcilerinin önünü açmasıydı.
Bu sistemde sandık kurul başkanı, sandığın bağlı olduğu ilçe seçim kurulunda (İSK) kura çekme suretiyle belli oluyordu.
İSK’nın (o ilçedeki en kıdemli hâkim olan) bir başkanı, o ilçede en çok oy almış dört siyasi partiden birer temsilcisi ve başkanın kamu görevlileri arasından belirleyeceği iki üyesi olmak üzere toplam yedi üyesi var. (Yasa değişikliği ilçe seçim kurulunun bu yapısına dokunmuyor.)