RUSYA Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrantyev’in, Suriye’nin Türkiye’den topraklarındaki askeri gücünü çekeceği hususunda istediği resmi güvence verilmediği için iki ülke arasındaki normalleşme görüşmelerinin geçen sonbahardan bu yana kesildiği yolundaki açıklaması, gündemimize bu kez “güvence” meselesini sokmuş bulunuyor.
Lavrantyev, önceki gün TASS ajansına verdiği demeçte, “Suriye tarafının toprakları üzerinde bulunan Türk askeri birliklerinin uzun dönemde çekileceği konusunda güvenceler almayı gerekli gördüğünü” belirtmiş.
İlginç olan bir nokta, Lavrantyev’in “Bu birliklerin yakın gelecekte çekileceğini kimse söylemiyor” diyerek, aslında kısa döneme dönük bir çekilme beklentisinin bulunmadığını da hissettirmesidir.
Hatta, Türk tarafının da muhtelif kademelerde “Suriye’de kalmayacakları”, “belli uygun koşullar karşılandığında er ya da geç çekilecekleri” hususunda gayri resmi beyanlarda bulunduğunu da söylüyor.
Rus diplomata göre, mesele “Türk tarafının bunu resmi hale getirmek istemiyor olması.”
Bu ifadeleri, Esad hükümetinin sözlü beyanlar değil, yazılı ve bağlayıcı bir güvence istediği, Türkiye’nin de buna yanaşmadığı şeklinde yorumlayabiliriz.
*
Lavrantyev’in Esad rejiminin talebine belli bir anlayışla yaklaştığını belirtmek mümkün. Şöyle ki, Rus diplomat, bugün Türkiye’nin Suriye’de “işgal ettiğini” söylediği toprakların büyüklüğünün “neredeyse Lübnan’ın iki katı kadar” bir alanı kapladığını ifade ediyor. Bu durum sürerken, Suriye hükümetinin Türkiye ile müzakere yapmasına Suriye halkının anlam veremeyeceğini kaydediyor.
Putin’in temsilcisinin Türkiye’nin bulunduğu toprakların genişliği konusunda yaptığı Lübnan benzetmesi dikkat çekicidir. Türkiye, bugün Suriye’de Fırat’ın batısında İdlib ile Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı harekât bölgeleri ve doğusunda ise Barış Pınarı harekât bölgesinde olmak üzere dört ayrı sahada değişen derinliklerde askeri birlik bulunduruyor.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçenlerde “Aljazeera.net”e verdiği mülakatta, “Halihazırda Suriye sınırımızın yüzde 63’ü ileriden kontrol altına alınmıştır” diye konuşmuştu. Güler’in sözlerinden hareketle, 911 kilometre uzunluğundaki sınırın üçte ikisine yakın bir bölümünde TSK’nın Suriye sınırının içinde varlık gösterdiğini belirtmeliyiz.