İdlib’de işlerin nereye gideceği aslında geçen 5 Mart’ta Moskova’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında varılan mutabakatla büyük ölçüde belli olmuştu.
Bu anlaşma, 17 Eylül 2018 tarihinde yine ikisi arasında bu kez Soçi’de imzalanan bir önceki mutabakatla şekillenen, ancak geçen şubat ayı sonuna kadar süren sıcak çatışmalar sonucu geçersiz hale gelen eski statükonun yerine İdlib’de yeni bir dengenin ortaya çıktığını belgeliyordu.
Önce eski statükoyu hatırlayalım. İdlib, Suriye’deki iç savaşın son aşamasına girilirken ülkenin batısında silahlı muhalefetin kontrolü altında tuttuğu son toprak parçası olarak kalmıştı. Türkiye, Rusya ve İran’ın bir araya geldiği Astana sürecinde, İdlib 2017 yılında ‘Çatışmasızlık Bölgesi’ ilan edildi. Bu çerçevede TSK’nın 2017 Ekim-2018 Mayıs döneminde İdlib’de tesis ettiği 12 gözlem noktası ile çatışmasızlığı denetlemesi öngörüldü. Çatışmalar buna rağmen alevlenince, Erdoğan ile Putin arasında varılan 2018 Soçi Mutabakatı yeni bir ateşkes düzeni getirdi İdlib’e.