Türk - ABD ilişiklerinde yeteri kadar sorun yokmuş gibi, bu sorunlar yumağına hiç hesapta olmayan bir şekilde bir yenisi eklenmiş bulunuyor.
Bu sorun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı
Donald Trump ile görüştüğü geçen salı günü Türk Büyükelçiliği
konutunun önünde meydana gelen nahoş hadisedir.
Türk heyetinin salı gecesi Washington’dan ayrılmış olmasına
karşılık, iki gündür Amerika cephesinde sürmekte olan tartışmalar,
bu hadisenin yankılarının, yol açtığı hukuki, adli ve diplomatik
gelişmelerin uzun bir süre Türk-ABD ilişkilerini meşgul edeceğini
şimdiden gösteriyor.
İşin ne kadar ciddi boyutlar kazandığını görmek için dün ABD
basınında kısa bir tarama yapmak yeterliydi. The New York Times,
The Washington Post ve Wall Street Journal gibi belli başlı
gazeteler olayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarını sert bir
dille eleştiren son derece detaylı haberler üzerinden işlerken, The
Washington Post çok ağır bir başyazı da yayımlamıştı.
Bu haberlerde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “İfade özgürlüğüne
verilecek en uygun yanıt şiddet değildir” diyerek “kaygılarını Türk
hükümetine en kuvvetli şekilde ilettiğini”, Washington Belediye
Başkanı Muriel Bowser’in olayları güçlü bir biçimde “kınadığını”
okumak mümkündü. Buna karşılık Washington’daki Türk Büyükelçiliği
bir açıklamayla PKK’yla ilişkili grupların kışkırtmalarına karşı
Amerikalı Türklerin “meşru müdafaa”yla cevap verdiğini
belirtmişti.