O günlerde Suudi Arabistan ile köprüleri neredeyse atma noktasına gelmişti dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Riyad’daki kraliyet rejimi, 3 Temmuz 2013 tarihinde Mısır’da Muhammed Mursi’nin devrildiği darbeden sonra cuntanın lideri Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi’ye hararetle destek vermiş, ayrıca kesenin ağzını açarak bu ülkeye milyarca dolar yardımda bulunmuştu.
Erdoğan, Batı dünyasının darbeye arka çıkmasına kızdığı kadar, İslam ülkelerine, özellikle de Suudi Arabistan’a tepkiliydi. Açıklamalarında bu hissiyatını sert ifadelerle kayda geçiriyordu.
Örneğin, Mursi’ye iktidarda iken yalnızca Türkiye ve Katar’ın destek verdiğini anlatıyor, “Mursi ne Batılı ülkeler, ne İslam ne de Körfez ülkelerinden destek görmedi. Bu ikiyüzlülük niye, nereye kadar? Onlara 16 milyar dolar desteği verenler darbe yönetiminin ortaklarıdır” diye konuşuyordu.
Erdoğan’ın “ikiyüzlülük” mesajının gittiği adreslerin başında kuşkusuz Suudi Arabistan geliyordu.
*
Darbecilerin Kahire’de 14 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleştirdikleri, bin dolayında göstericinin ölümüne yol açan katliamdan sonra, dönemin Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz el-Suud’un 16 Ağustos’ta “Mısır’ı teröre karşı destekliyoruz” şeklindeki destek açıklaması üzerine Erdoğan çileden çıkmıştı: “Oradaki şehitleri terörist ilan edenler var. Bu devlet terörünü alkışlayanlar onlarla aynı izi süreceklerdir.” (17 Ağustos)
Kral Abdullah’ın aynı konuşmasında “Mısır’ın içişlerine karışarak fitneyi ateşlemeye çalışanlar karşısında Mısır’la birlikte duruyoruz” şeklindeki sözlerine de yanıt ertesi günü Erdoğan’dan gelecekti: “Türkiye’nin Mısır’la ilgileniyor olmasından rahatsız olanlar var.”