Hamas’ın İsrail’e düzenlediği 7 Ekim saldırısı ve İsrail’in bu baskına Gazze’yi ablukaya alarak mukabelede bulunmasıyla patlak veren ve bütün bölgeyi bir ateş çemberinin içine almakta olan savaşı izlerken, Türkiye’nin yakın bir zamana kadar Ortadoğu ülkelerinin azımsanmayacak bir bölümüyle köprüleri atmış olduğu gerçeğini hatırlamaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Ve hatırladıkça da her seferinde şu soru karşımda beliriyor:
Bu savaş daha önce meydana gelmiş olsaydı ve Türkiye bu krize bir kısmı çatışmalara doğrudan taraf ya da sınırdaş olan bu ülkelerle ilişkileri kopmuş bir şekilde yakalansaydı, nasıl bir tabloyla karşılaşırdık?
Tabii, aynı soruyu -Türkiye bu ülkelerle ilişkilerini onarmamış olsaydı bugün nasıl bir durum yaşanırdı- şeklinde de formüle edebilirsiniz.
Kuvvetle muhtemeldir ki, geçen iki haftayı aşkın süre içinde gözlediğimiz diplomatik faaliyetin önemli bir bölümünün icrasında ciddi bir güçlükle karşılaşılırdı.
*
İsrail-Hamas savaşıyla girilen büyük bölgesel sarsıntının hemen başlangıcında Türkiye’nin attığı ilk adımlardan biri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesi oldu.