Bugünkü yazımızda son günlerde meydana gelen ve Türkiye’nin dış ilişkileri açısından önem taşıyan bazı gelişmelere değinelim.
Geçen pazartesi günü Ankara’nın çok özel bir konuğu vardı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna savaşına ve krizin yarattığı insani meselelere çözüm arayışıyla çıktığı gezisinin ilk durağı olarak Ankara’ya ayak bastı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya geldi.
BM tarafından yapılan açıklamaya göre, Guterres bu görüşmede Erdoğan’a, Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşla ilgili olarak yürüttüğü diplomatik çabalara verdiği desteği ifade etti.
Guterres, Ankara’dan sonra Moskova’ya geçerek salı günü de Kremlin’de Rusya lideri Vladimir Putin’le görüştü. Bunu, dün Kiev’e geçerek Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile buluşması izledi.
BM Genel Sekreteri’nin seyahat programının trafiğine bakmak bile Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşa barışçı bir çözüm bulma çabalarında kilit bir konuma yerleştiğini görmek bakımından yeteri kadar fikir verici olmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her iki liderle kanallarının açık olması, ayrıca geçen mart ayı sonunda İstanbul’da yapılan Rusya-Ukrayna müzakerelerinin yarattığı zemin, Türkiye’ye çözüm çabalarına katkı sağlamada kritik bir konum kazandırıyor. Guterres’in önceki gün Erdoğan’ı telefonla arayarak Putin ile yaptığı görüşme hakkında bilgilendirmesi de bu çerçevede not edilmelidir.
GEZİ KARARININ BATI’DA YARATTIĞI TEPKİLER
Yine geçen pazartesi günü kritik bir gelişme de İstanbul’da yaşandı. 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Gezi davasında Osman Kavala’yı ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm ederken, çoğu sivil toplum yöneticisi yedi sanığı da 18’er yıl hapis cezasına çarptırdı.
Ertesi günü gerek ABD gerek Avrupa’nın önde gelen gazetelerine bakıldığında, Türkiye başlığı altında İstanbul’daki mahkemeden çıkan karara tepkili bir tavırla oldukça geniş yer ayrılmış olması dikkat çekiciydi.