Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki akşamki kabine toplantısından sonra Suriye sınırı boyunca “Güvenli bölge oluşturmak için başlatılan çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımların yakında atılmasına başlanacağını” söylemesi, yeni bir askeri harekât konusunu Türkiye’nin gündemine sokmuştur.
Türkiye’nin bu yönde bir harekata girişmesi, hem Suriye denkleminde hem de Türkiye’nin Batı dünyası ve Rusya ile ilişkilerinde yeni bir durum yaratacaktır.
Dünyanın sakin bir döneminden geçiyor olsaydık böyle bir harekâtın yaratacağı sonuçlar muhtemelen kısmen sınırlı bir çerçeve içinde kontrol altında tutulabilirdi. Ancak tasarlanan harekât, Rusya’nın işgaliyle başlayan Ukrayna’daki savaşın sürdüğü, bu işgal nedeniyle NATO’nun Finlandiya ve İsveç’i bünyesine katmayı tasarladığı ama bu planların Türkiye tarafından belli taleplerinin karşılanması için bloke edildiği, bunun sonucu Türkiye’nin Batı dünyasıyla ilişkilerinin kritik bir seyre girdiği çalkantılı bir döneme rastlıyor.
Türkiye’nin muhtemel bir Suriye operasyonunun işleri daha da karmaşık hale getirecek bir mesele olarak bu zor denklemin içine şimdiden yerleştiği söylenebilir.
İLAVE GÜVENLİ BÖLGELER GELİYOR
Önce bu açıklamanın sahaya nasıl yansıyacağını anlamaya çalışalım.
Aslında Erdoğan, son günlerde yeni bir askeri harekâtın işaretlerini hissettiriyordu. Cumhurbaşkanı, bir süredir Türkiye’deki bir milyon sığınmacının ülkelerine dönüp yerleşmeleri için Suriye’de 200 bin yeni konut yapılacağı temasını tekrarlamaktaydı.
Ardından geçen hafta 18 Mayıs tarihinde yaptığı grup konuşmasında Erdoğan, “İnşallah önümüzdeki aylarda güvenli hale getireceğimiz ilave bölgelerle bu kalıcı konutların sayısını artıracağız” gibi bir ifade kullanmıştı.
Böylelikle, sığınmacıların Suriye’ye dönüşü hedefi ile Suriye’de yeni güvenli bölgelere dönük harekât hazırlığı bir anlamda birbirine eklemlenmiştir Cumhurbaşkanı tarafından.
MUHTEMEL HAREKÂT BÖLGELERİ
İlk yanıt aramamız gereken soru, bu harekâtın hangi bölgelere yönelebileceğidir. Erdoğan, önceliği “Türkiye’ye ve güvenli bölgelere sık sık yapılan saldırı, taciz ve tuzakların merkezi konumundaki alanlar” şeklinde ifade ediyor.