Sami Kohen, 1940’lı yılların başlarını anlatırken “Toplumu sarsan olayların o küçük yaşlarda bile etkilerini hissettik biz. Biri 1942’deki Varlık Vergisi. Bunun yanı sıra yirmi kura ihtiyatlar olayı. Bu olaylar bilhassa azınlıklar arasında çok büyük tedirginlik yarattı” diye söze giriyor.
“Varlık Vergisi”nin yol açtığı sıkıntıları çok iyi hatırlıyordu Kohen. İstanbul’daki Selanik Bankası’nda muhaberat müdürü olan babası Albert Kohen’e amatörce bir çabayla çıkarttığı “La Boz de Türkiye” isimli cemaat gazetesi için astronomik bir vergi tahakkuk ettirilmişti. Babasının bütün birikimlerini koyması yetmediği gibi çalıştığı bankadan oldukça yüklü bir kredi de alması gerekecekti Varlık Vergisi’ni ödeyebilmesi için.
Kohen, bir soru üzerine babasının yaşı nedeniyle askerlik meselesinden etkilenmediğini, ancak büyük ablası Mari’nin kocası Vitali Yanni’nin askere çağrıldığını anlatıyor. Eniştesi, bu sırada Sirkeci’de dükkânı olan bir tüccardı.