40 yaşlarında idi. Mahcup bir şekilde anlatmaya başladı:
Son günlerde sinirleri çok bozukmuş. Sıkıntılıymış ve düzeni alt üst olmuş. Konu 18 yıllık çok sevdiği hanımı imiş. İki de erkek çocukları varmış ve biri 15, diğeri 8 yaşındalarmış. Her şey yolunda giderken birkaç aydır ailelerinin üstünde kara bulutlar dolaşır olmuş. Hanımı soğuk davranmaya, devamlı cep telefonuyla meşgul olmaya, ilgisizlik ve sevgisizlik göstermeye başlamış.
Sebebini sorduğunda hanımı, “Ben artık seni sevmiyorum. Senden elektrik almaz oldum” diye cevaplandırmış. Bir gün karısının cep telefonuna bir erkekten fazla samimi oldukları izlenimi veren bir mesaj düştüğünü görünce bunun ne anlama geldiğini sormuş. Kadın, “Seni ilgilendirmez. O benim özel hayatım. Hem o mesajda bir şey yok” cevabını verince aralarında tartışma çıkmış ve belki biraz ağır konuşmuş olabilirmiş. “Kesinlikle sevgimden ve onu kaybetme korkusundan o lafları ettim. Ancak elimi dokundurmadım bile” şeklinde açıklıyor olan biteni.
Kadın soluğu mahkemede almış. Mahkeme ise erkeği dinlemeden hastamıza 6 ay evden uzaklaştırma cezası vermiş.
“Şiddet uygulamadım, hakaret de etmedim. Aksine eşim bana aşağılayıcı laflar etti” dedi.
Bu konudaki 6284 sayılı kanun “ŞİDDETİN UYGULANDIĞI HUSUSUNDA DELİL VE BELGE ARANMAZ” hükmü içerdiğinden yapılan başvurular delil ve belge aranmaksızın kabul edilmiş ve hastamıza 6 ay evden uzaklaştırma verilmiş.