Son yıllarda maalesef tam bir fetret devrini yaşıyoruz. Türkiye’de İslam’ın bayraktarlığını yapmış, insanlarımıza iman hakikatlerini sunmuş mübarek zatlar bile acımasızca saldırılara maruz kalıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Ahmet Yesevi, İmam Rabbani ve Mevlana gibi öncü âlimlerimizi muhabbetle andım diye üstelik din adamı olan bazı hayırsızlardan işitmediğim hakaret kalmamıştı.
Bu saldırgan kişiler kendilerine aynada bakmadan, kendi yanlış ve eksikliklerini görmeden hayatlarını İslam’a adamış zatları, saçma sapan gerekçelerle hedef alıyorlar.
Son yıllarda bilhassa FETÖ olayından sonra, maalesef mantık ve muhakeme fukarası bir yaklaşımla Bediüzzaman’ı ve Risaleleri karalamaya başlamaları şaşırtıcıdır ve acınacak haldir.
Bediüzzaman ki bütün hayatı fedakârca, büyük gayretle hizmetle geçmiş. Bu yüzden büyük bedel ödemiş: Defalarca zehirlenmiş, uzun yıllar hapiste ve sürgünde kalmış. Vefat ettikten sonra mezarında bile rahat bırakılmamış.
Neyse ki ve iyi ki velut ve gayretli hocamız Prof. Dr. Abdülkadir Akgündüz var. Bu iftira ve haksız saldırılara hazırladığı Risale-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları (Derin Diyanet Raporuna Reddiye) kitapla cevap verdi.