15 Temmuz darbe, daha doğrusu ülkemizi iç savaşa ve işgale sürükleme teşebbüsünün yıldönümünde hâlâ bilerek veya farkında olmadan FETÖ’nün hain girişimine katkıda bulunanları üzülerek izliyoruz. 249 şehit verdiğimiz, 2 bin vatandaşımızın yaralanmasına veya sakat kalmasına sebep olan bu menfur hadiseyi kınayacaklarına, FETÖ’ye lanet okuyacaklarına kendi saplantılı bakış açılarıyla, çoğu zaman yanlış ve çarpıtma olan iddialar ile milletimizin kahramanlığını ve Sayın Cumhurbaşkanımızın mükemmel kriz yöneticiliğini küçümsemeye kalkışıyorlar. Yorumlarını şaşırarak ve bazen de öfkelenerek takip ediyoruz.
Bu garip ve yersiz iddiaların bazılarına cevap vermek istiyoruz:
İddia: 15 Temmuzun yıldönümü için hazırlanan afişlerde asker görüntüleri yer alıyormuş. Bu da ordumuzun gözden düşmesine yol açarmış.
Olayda rol alan askerlerin ya FETÖ’cü veya FETÖ’cülere alet olanlar olduğunu biliyoruz, millet de biliyor. FETÖ’cüler albay veya general kılığında da olsalar Türk askeri olamazlar. Onlar haindirler, alçaktırlar. Ülkemizin düşmanıdırlar. Resimlerde askerlerin yer alması ordumuzu küçültmez, aksine FETÖ’cü temizlik daha kaliteli olmayı sağlar.
İddia: Bu hainler Risale i Nur talebesi imiş. Bediüzzaman Said Nursi’nin peşinden gidiyorlarmış.
Bu iddia da ağır bir çarpıtmadır. Nurculuk uhuvvet ve muhabbet mesleğidir. Kan dökme, dünyevi iktidarı zor kullanarak devirme, soru çalarak başkasının hakkını gasp etme, yalan, iftira, kumpas kurarak masum insanların hayatını karartma gibi FETÖ’cülüğün olmazsa olmazı rezillikler Nur talebelerinde kesinlikle bulunmaz. FETÖ’CÜ HAİNLERİN Nur talebeleriyle bir ilgilerinin olmadığı, prensip ve yollarının tamamıyla farklı olduğu çok yazıldı, gösterildi. Tekrarlamaya gerek görmüyoruz. Bediüzzaman Hazretleriyle dış güçlerin uşağı F. Gülen’i kıyaslamaya kalkmak bile aziz üstadın hatırasına hürmetsizlik olacağından bu kadarla yetiniyorum.