Öncelikle şunu söyleyelim; ebeveyn muhakkak kendi inanç değerlerine sahip çıkmalı, bu konuda kesin kararlı olmalı ve tutarsızlıktan kaçınmalıdır.
Evladımızın nasıl kaliteli bir eğitim yapmasını, sağlıklı ve dengeli bir bünyeye sahip olmasını istiyorsak; aynı zamanda helal-haram kaygısı duyan, çevresine faydalı, aldatmaktan ve yalandan kaçınan, dünya hayatının geçiciliğinin farkında iyi bir kişi olarak yetiştirmeye de gayret etmeliyiz.
Eğitmen, araştırmacı, psikiyatr ve Pulitzer Ödüllü Harvard’lı bir yazar olan Dr. Robert Coles, çocuğun içinde gelişen bir ahlâk anlayışı olduğuna dikkat çekiyor:
“Ahlaki bir düzen için duyulan özlemin yaradılıştan (Allah vergisi) olduğuna inanmaya başladım. Bir çocuğun, dünyanın ne olduğu, ne anlama geldiği ve bu hayat hakkında ‘ahlaki bir söylem’e ihtiyaç duyduğunu söyleyebilirim. Bu dünyayı kavrama, onu anlamlı kılma ve bir şekilde hayatı anlamlı bulma isteği, hepimizin içinde var olan bir şeydir... Bu sorular, bir insan olarak tabiatımızla bağlantılıdır.”
Bu yüzden çocuklarımızın fıtratında olan ahlaki gelişim sürecini erken yaşlarda yönlendirmemiz ve uygun bir mecraya sokmamız gerekir. Günümüzde delikanlı çevresinden, okul hayatından ve özellikle medyadan karmaşık ve çoğu zaman tehlikeli mesajlar alabilmektedir. Bu bakımdan onlarla manevi ve ahlaki konularda konuşmamızda ve onları dinlememizde fayda vardır.