İnançlı olmak ve ibadet etmenin endişe ve sıkıntıyla baş etmeye, alkol ve uyuşturucu bağımlılığından korunmaya yarayan güçlü birer dayanak olduğu giderek daha iyi anlaşılıyor.
Allah inancı olan kişilerin stres ve yalnızlıkları hafiflemekte, psikiyatrik yakınmaları azalmaktadır. İnançlı olan kendini yalnız hissetmez, dünyada bulunmasının bir hikmeti olduğunu bilir ve yaptığı zerre kadar iyiliğin de kötülüğün de karşılıksız kalmayacağına inanır.
Dua etmekle kişi Yaradan’la direkt iletişime girmektedir. Böylelikle problemlerini ve isteklerini bildirmekte, bu da kişiyi rahatlatmakta ve terapi etkisi yapmaktadır. Bir hastam “Dua etmeyi terapistle konuşmaya benzetiyorum, özellikle yüreğimin ve ruhumun derinliklerindeki şeyleri, en dibe itip inkâr ettiğim konuları ifşa ettiğim zamanlar bunu daha yoğun olarak hissediyorum” demişti.
Yeni evli bir çiftin vefat eden tek çocukları için kederlerini de Allah inancı hafifletiyordu. “Onu bize veren Rabbim, alan da Rabbim. Sığınacak başka kimimiz var?...