Bu söz ve iddianın sahibi, ceza yasalarının hazırlanması emanet edilen, ceza kanunlarının mimarı olarak anılan Prof. Dr. İzzet Özgenç’e aittir. Ahmet Cevdet Paşa ve Mecelle’ye dil uzatarak, “O bir askerdi, hukuk bilgisi sathi idi, Mecelle sorunludur. 100 kavaid-i külliye …” sözlerinin de sahibidir. Yazılarımda akademisyenin bu konulardaki bilgisinin sathi olduğunu ortaya koymuştuk. Ahmet Cevdet Paşa’nın asker olmadığını, Mecelle’nin tabii hukuk ilkeleri olan kavaid-i külliyenin 99 umde olduğundan bîhaber bu akademisyenin (aileleri perişan eden 6284 Sayılı Kanunun da mimarıdır) ahkâm kesmeye devam ettiğini müşahede etmekteyiz.
İzzet Özgenç İslam Hukuku kavramı hakkında yaptığı değerlendirmede; “İslam Hukuku” diye bir kavramdan söz edilemez. Bu kavram uydurma bir kavramdır.” İslam Hukuku“ diye bir kavramın kabulü de lege lata ( ..yürürlükte bulunan hukuk, pozitif hukuk ) hukukun değişmezliğinin kabulü anlamına gelir. Bu ise, gerçeklikle bağdaşmaz… Bu itibarla, de laga lata “ancak örneğin “Roma (Bizans) hukuku’ndan veya buna karşılık , “Osmanlı hukuku’ndan söz edilebilir” şeklinde iddialarda bulunmaktadır. Bu konuda İslam Hukuku uzmanlarını bu konu ile ilgili düşüncelerini yazmaya davet ediyorum.
Bu konuda üstad Mehmet Şevket Eygi’nin kaleme aldığı makalesini alıntı yapmakla yetinmek istiyorum:
“Bir Osmanlı hukuku varsa, İslam hukuku da vardır. Osmanlı hukukunun temeli Kur’an, Sünnet ve Şeriat’tır. Dalı ikrar edip de ağacın gövdesini inkar etmek mantığa aykırı olmaz mı?
Evet, nasıl bir Roma hukuku varsa, bir İslam hukuku da vardır. Şu anda dünyada Roma hukukunu orijinal şekliyle uygulayan bir ülke var mı, bilmiyorum ama İslam hukuku fiilen uygulanmaktadır.