Bizim inancımızda da kültürümüzde de iyilik yapma, derdi olana yardım etme, aça ve muhtaca verme, sıkıntısı olanın sıkıntısını giderme tavsiye edilmiştir ve ecri, sevabı büyüktür. Şimdi de bakıyoruz iyilik etme ruh sağlığımıza fayda veriyor, iyilik ederken kendimize de iyilik yapmış oluyoruz.
Arthur Brooks’un The New York Times’taki yazısına göre; vermekte cömert olanların gerçekten de daha iyi duruma geldiklerine dair güçlü kanıtlar mevcuttur. Brooks bunu hayırseverlik amaçlı bağışlarla ilgili bir kitap üzerinde çalışırken keşfetmiş. Brooks, “Öğrendim ki, psikologlar bağış yapmanın ve gönüllü çalışmanın yardım eden kişiye bir dizi fayda sağladığını uzun zaman önce anlamış. Harvard Üniversitesi ile British Columbia Üniversitesi’nden araştırmacılar “mutluluğu” rakama döktüklerinde, kişinin sadece kendisi için para harcamasının neredeyse hiçbir fark oluşturmadığı halde başkaları için harcamasının mutlulukta ciddi bir artışa sebep olduğunu tespit etti” diye yazdı.
Brooks şöyle söylüyor: “İnsanlar zamanlarını veya paralarını inandıkları bir davaya adadıklarında problem çözen kişilere dönüşür. Problem çözenler seyirci kalan kişilerden ve bir olayda mağdur durumunda olanlardan daha mutludur.” (The New York Times, 06-04-2014)
Gerçekten yardım etme ruhu ve iyilikseverlik kişide terapi etkisi yapmaktadır. Bu tespit birçok çalışmada ortaya çıkmıştır:
Yüksek fedakârlık ve yardımseverlik gösteren kişilerde endorfin denilen mutluluk hormonu salgılanmaktadır. Bu hormon ise insanları daha huzurlu ve mutlu olmalarını, bağışıklık sistemlerinin güçlenmesini, rahatsızlıklardan daha çabuk iyileşmelerini sağlamaktadır.