Geçen hafta suç sayısındaki artış ve cezaevlerinin durumunu açıklamış ve bunun sebepleri üzerinde duracağımızı yazmıştık.
2017 verilerine göre 6.900.000 şüpheli/sanık, 25 milyon icra dosyası, 10 milyon dava dosyası karşısında asıl olan adliyeye intikal eden şikâyet ve dava sayısının azaltılmasıdır. Suçları önlemek ve azaltmak için, öncelikle toplumda güven ve itimadın sağlanması ile ahlâk ve dürüstlük seferberliğinin başlatılması gerekmektedir.
Özellikle ceza yasasında, hakaret ve tehdit gibi suç tipleri, insani ilişkileri yargıya taşıyacak hale getirilmiştir. Örneğin biraz sesini yükseltmek; şişko, topal demek kişinin hakaret suçundan yargılanması sonucunu doğurmaktadır. Aynı şekilde basitçe bir terliği atmak silahla yaralama olarak kabul edilmektedir. Özellikle 6284 sayılı kadının ve ailenin korunması amacıyla çıkarılan yasa, yeni suç tipleri ihdas etmiştir. Temel ceza yasalarında bulunmayan “Israrlı takip mağduru”, “psikolojik şiddet”, ”ekonomik şiddet” tanımları karşısında, yılda 200 bine varan uzaklaştırma ve tedbir kararları verilmektedir. Ailenin tahribine ve dağılmasına, komşuluk ilişkilerinin bozulmasına ve dostlukların telafisi imkânsız şekilde yok olmasına neden olmaktadır. Bu kişilerin yargılanması, toplumda ayrışmaya neden olmakta, uzlaşma, barışma kültürünü yok etmektedir. Yasaların; gerek kişilerin ve gerekse ailenin içine bu denli girmesi suçu ve suçlu sayısını artırmaktadır.
Suça sürükleyen; kumar, uyuşturucu, alkol, müstehcen ve pornografik yayınlar engellenmemektedir. Halk önü alınmaz biçimde bu illetlere bağımlı olmaktadır.
Yılbaşında 50 milyon piyango bileti satılmıştır. Hatta halkımız totem yaparcasına Eminönü’nde malum piyango bayisinin önünde kilometrelerce kuyruklar oluşturarak bilet satın almıştır. Piyango, İddia, altılı ganyan, Spor Toto gibi kumar yolları toplumda emeksiz para kazanmak isteyen tamahkâr bir yığın oluşturmaktadır.