Biz hâlâ beynimizin nasıl çalıştığını tam olarak bilemiyoruz. Hatıralarımız nedir ve nerede saklanır? Yediğimiz bir yemekten aldığımız tad ve koku nasıl olur da bizi bir anda çocukluğumuza veya geçmişte yaşadığımız bir olaya geri götürür, bunun mekanizmasını da bilmiyoruz.
Sadece hatıralar değil, beynimiz nasıl karar alır onu da bilmiyoruz. ‘Zor problem’ diye tanımlanan bilincimiz ya da benliğimiz hakkında da çok az bilgiye sahibiz. Bilincin doğasına ilişkin tüm heyecan verici yeni araştırmalara rağmen, hâlâ neden ve nasıl var olduğu hakkında hiçbir fikre sahip değiliz. Onu çevreleyen sorular ihtilaf, anlaşmazlık ve uyumsuzlukla çınlıyor: Nasıl bilinçliyiz? Kökenleri nelerdir? Bilinç tam olarak nedir? Veya maddenin parçacıklarında bilinç varsa, insan gibi büyük bilinçli varlıklar üretmek için bu parçacıklar nasıl birleşmektedir?
Filozof Donald D. Hoffman’ın dediği gibi: “Akıldan yoksun madde, enerji veya alanların nasıl bilinçli yaşantıya sebep olduklarını ya da teşkil edebildiklerini açıklayan bir teori henüz yok. Önerilerin hiç biri de bilimsel teori olmanın...