24 Haziranda ülkemiz belki de yüzyılın en önemli birkaçseçiminden birine sahne olacak. Belki farkında değiliz ama o kadar tarihi bir tercihle karşı karşıyayız.
Sayın Cumhurbaşkanımızı, Osmanlı’nın son haşmetli sultanı II. Abdülhamid Han’a benzetmek ve karşılaştırmak neredeyse her kesimin uygun gördüğü bir durum. O devrin şartlarıyla, Sultan’ın icraatlarıyla, devletin şimdiki gibi içten ve dıştan kuşatılmasıyla sanki tarih tekerrür ediyor gibidir. Maalesef zamanın aydınları bu yüce sultana sahip çıkmadıkları bir yana dış güçlerle aynı dili kullanarak tahttan indirilmesini sağladılar. Peki, sonrasında ne oldu dersiniz?
Milat Gazetesi yazarlarından kıymetli arkadaşım Dr. Cenap Şirin, II. Abdülhamid hâl edildikten sonra Osmanlı Devletinin başına gelenleri 03.06.2018 tarihli yazısında şöyle özetlemiş:
“Abdülhamid’le beraber neler kaybettik?
Son derece yetenekli bir padişah olan II. Abdülhamid, bütün çırpınmalarına rağmen, kaçınılmaz sonunu ancak geciktirebilmişti. Darbeyle tahtını terk ederken “on yıl bile yönetemeyeceksiniz” demişti.