28 Şubat’ın en karanlık günlerindeydi. Başörtülü bir hanımefendi muayene için gelmişti ve derdinin ne olduğunu sorduğumda kendini tutamayarak ağlamaya başlamıştı. Şunları anlattı:
“Oğlum üniversite öğrencisidir ve görme engellidir. Hukukta okuyor. Derslerinde oldukça başarılıdır. Onu fakültesine ben götürüp getiriyordum. Bilirsiniz Hukuk Fakültesi üniversitenin ana kapısından bayağı içerdedir. Kendisi haliyle gidemiyor, ben yardımcı oluyordum.
Ancak 28 Şubat yasakları başlayınca üniversite bahçesine girmemi engellediler. Sebebi de başımın kapalı oluşuymuş. Devrim kanunlarına aykırıymış bu durum ve çağdışıymış. Başımı açmam gerekiyormuş. Ben ise küçüklüğümden beri kapalıyım, nasıl açabilirim ki? Çocuğum bu yüzden okuluna gidemez hale geldi. O da ben de çok üzüntü içerisindeyiz.”
Bu olay nereden aklıma geldi derseniz, bir dostumuz aynı üniversitenin bu yılki mezuniyet töreninden bir manzara göndermiş. Tesettürlü kızların da bulunduğu bir grup öğrenci o sözünü ettiğim üniversite bahçesinde ilahiler...