Günlerimiz telaş içinde koşuşturmayla geçiyor. Yapmamız gereken yığınla iş ve gitmemiz gereken birçok yer var. Her şey son dakikaya kalıyor, hep acele ediyoruz. Kendimize ayıracak vaktimiz yok. İstirahate kısaca zihnimizi dinlemeye zaman bulamıyoruz. Hâlbuki zihnen ve ruhen de dinlenmemiz, kendimizi yenilememiz şart.
Açık havada geçirdiğimiz bir günü hatırlayalım. Adeta zamanı unuttuğumuz bir günü. Çimenlere uzanmış, ağaçlara bakarak, güneş ışınlarının dalların arasından süzülüşünü ve yaprakların rüzgârla ışıldamasını seyrettiğimizi düşünelim. Saatler sonra dinlenmiş, sakin ama hâlâ uyanık ve enerji taşan hislerle dolmuşuzdur.