Öncelikle yazıda yer alan grafiğe göz atalım. Grafikte değişik vadeler için ortalama mevduat faizlerinin seyrini görüyoruz. Mevduat faizlerinde sene boyunca gözlemlenen yükseliş hükümet kanadında endişe unsuru yaratıyor. Mevduat faizlerinin yükselmesi tasarruf sahibi açısından cazip görünse de bir sonraki aşamada kredi faizlerini yükseltiyor ve bu da kredi büyümesini dizginliyor. O nedenle hükümet bu duruma bir çare arıyor. Mevduat faizlerini kalıcı bir şekilde nasıl indirebiliriz? Bu soruyu cevaplayabilmek için mevduat faizlerini belirleyen faktörleri inceleyelim.
1- Enflasyon
Bankanın tasarruf sahiplerini çekebilmek için öncelikle enflasyonun üzerinde bir mevduat faizi ödemesi gerekiyor ki tasarruf sahibi reel anlamda bir getiri sağlasın. Türkiye’de sene sonu enflasyon beklentisi kabaca yüzde 10. Ocak ayında 100 lirasını yüzde 11 faizden bir yıl vadeli hesaba yatırmış olan tasarruf sahibi (yeşil çizgi) sene sonunda muhtemelen negatif reel getiri ile karşılaşacak (11-1.65-10=-0.65 kuruş). Ancak yüzde 12 gibi bir faiz stopaj sonrası net getiriyi sıfırın az üzerine taşıyor. Yani yüzde 10 enflasyon olan bir ülkede tasarruf sahibine verebileceğiniz minimum mevduat faizi zaten yüzde 12 civarı. Haziran ayı itibariyle yüzde 14.5’e ulaşan bir yıllık vadeli mevduat faizi ise bu sınırın üzerinde. Netice olarak, mevduat faizinin son altı ayda reel olarak yükseldiği doğru. Ancak nominal mevduat faizini kalıcı bir şekilde düşürebilmenin temeli enflasyon oranını da kalıcı bir şekilde düşürmekten geçiyor. Bu ise merkez bankasının sıkı para politikası ile mümkün.