21 Kasım 2017 tarihinde 12.8 seviyesine erişen 10 yıllık tahvil faizi geçtiğimiz hafta itibarıyla tekrar yükselişe geçti. Kasım 2017’de yükselen tahvil faizlerine gerekçe olarak Merkez’den gelen yetersiz adımlar, Zarrab davası, NATO ve AB ile yaşanan gerginlikler ve Suriye kaynaklı jeopolitik riskler gösteriliyordu.
Geçtiğimiz hafta başlayan hareketin tetikleyicisi olarak kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in notumuzu indirmesini gösterebiliriz. Moody’s, kararına gerekçe olarak kısa vadeli politikalara odaklanmanın kurumsallaşmayı olumsuz etkilemesini belirtilmiş ve buna örnek olarak Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede ne kadar yetersiz kaldığını ve yapısal reformlardaki gecikmeleri vurgulamış. İkinci gerekçe olarak artan dış borç, jeopolitik ve siyasi risklerin oluşturduğu dış şok tehlikesi gösterilmiş. Dolayısıyla, Kasım 2017 ve mevcut dönem arasındaki gerekçeler birbirinden çok da farklı değil.
Artık ne yapılmalı?