Bilecik Şeyh Edebali Edebiyat Mektebi’nin geçtiğimiz Çarşamba günü Bilecik’te, kapanış programı gerçekleşti. Koordinatörlüğünü kıymetli ağabeyimiz Fahri Tuna’nın yaptığı ve Sakarya’ya tayin edilen kıymetli kardeşimiz Milli Eğitim Müdür Fazilet Durmuş’un büyük çabası ve özverisi ile başlayan çalışma onun yerine atanan, Bilecik Milli Eğitim Müdür Dr. Güsamettin Erdoğan’nın güçlü desteği ile dönem sonuna kadar devam etti.
Atölye hocalarımız Portre’ de; Fahri Tuna, şiirde; Mustafa Özçelik, düşünce ve deneme de; Şakir Kurtulmuş, çizgi atölyesinde; Osman Suroğlu’ ve öykü atölyesinde bizler, elimizden geldiğince genç yeteneklerin kendilerini keşfetmelerini sağlayarak, eserlerini yazmaya başlamaları noktasında cesaret vererek onları okuma ve yazma noktasında motive etmeye çalıştık. Nihayet bu dönem itibari ile atölye çalışmalarımız anlamlı bir kapanış ile hitâma erdi.
Kapanış programımızda Diriliş Ertuğrul ve Kut-ül Amare dizilerinin yapımcı ve senaristi, Mehmet Bozdağ konuk olarak anlamlı ve önemli bir konuşma yaptı.
“Bundan yaklaşık on yıl önce yanıma üniversite öğrencisi bir genç geldi. Tanıştık. Konuşmaya başladık. Bana projelerinden bahsetti. Biraz şaşırdım, niye yalan söyleyeyim içimden, olacak iş mi yahu diyerek bu genci ilgiyle dinledim. Belgesellerden, yapacağı yapımlardan, hayallerinden bahsediyordu. Bir yandan da vay be ne gençlerimiz var diyerek de içten içe takdir ettim. ‘Yapacağım ağabey’ diyordu. Evet, bu genç Mehmet Bozdağ’dı ve hayallerini gerçekleştirdi ve yaptı.” Bunları bize anlatan, programda aynı zamanda moderatör olan Fahri Tuna. Mehmet Bozdağ, merakla ve heyecanla Bilecik’te kendisini konuk etmek isteyen Proje Koordinatörlerinden Musa İvrendi ve Üstad Fahri Tuna’nın sorularına heyecan ve coşkuyla cevaplar verdi ve resmi makamlarında bulunduğu, çoğunluğu gençlerin oluşturduğu dinleyici kitlesi büyük bir dikkatle kendisini dinledi.
Mehmet Bozdağ: “Tıpkı Ertuğrul gibi benim de kanımda deli taylar dolaşıyor. Ben rahatsız etmek istiyorum. Amerika’yı rahatsız etmek istiyorum, Rusya’yı rahatsız etmek istiyorum. Çin’i rahatsız etmek istiyorum. Bu yüzden senaryo yazıyorum. Bu yüzden bu yapımları yapmaya çalışıyorum. Bizim asli vazifemiz, sinemacı, yazar, belediye başkanı görevlerimiz değildir. Asli vazifemiz, fıtratımız üzere yaşayarak, Allah’ın dini üzere tevhidi bir duyarlılıkla, bozuk düzeni rahatsız etmektir” diyerek anlamlı konuşmasına devam etti.