Yeni nesil çocuklar ebeveynleri tarafından teknoloji hapishanesine hapsedildiklerini fark etmeden büyüyorlar. Kundakta televizyon, cep telefonu ve tablette tanıştırılan, yemek yemeleri oyalanmaları için teknolojik aygıtlara başvurulan çocuklar; cep telefonu ekranına hükmetmeye başladıkları anda dahi muamelesi görmeye başlıyorlar. ‘Bizim çocuk o kadar akıllı ki nasıl öğrendi bilmem ama’ diye çocuğunu övmelere doyamayan ebeveynlere teknolojik aygıtları kullanmanın diğer deyişle tüketmenin zeka göstergesi olmadığını hatırlatmak isterim. Çocuk ayna gibidir, gördüğünü yansıtır, duyduğunu tekrarlar. Çocuğunuzun televizyon, cep telefonu, tablet ilişkisi sizin teknolojik aygıtlara yakınlığınızla doğrudan alakalıdır. İnternetin hayatımızı işgal etmediği, bilgisayarın tek tük çocukları ödüllendirmek amacıyla evlere giriş yaptığı zamanlarda, uzmanların uyarıları dikkate alındığında, çocuğu bilgisayarın olumsuz etkilerinden korumak mümkündü. Ne diyordu o zaman uzmanlar, çocuğunuz sizin gözetiminde kullansın bilgisayarı, sağlığını korumak bağımlı olmasını engellemek adına süre kısıtlamasına gidin. Çocuk oyun oynayacaksa dahi CD, DVD almak gerektiğinden, ebeveyn çocuğunun oynadığı bilgisayar oyunlarından haberdardı. İnternet sonrası özellikle ödevlerin internet marifetiyle yapılmaya başlanmasından sonra, ebeveyn, bilgisayar internet ikilisi üzerindeki kontrolünü kaybetti. Ödev yapıyorum, araştırıyorum, ders çalışıyorum bahanesiyle bilgisayar önünden kalkmayan çocuklar, internet üzerinden her türlü siteye, filme, oyuna ulaşmalarından dolayı sahipsiz, kontrolsüz ve denetimsiz kaldılar ekran başında. Odasında tek kişilik dünyasında bağımsızlığını ilan edenler değil; ortak kullanım alanında bilgisayarla haşır neşir olanlar dahi sanal dünyada izini kaybetmeyi öğrendi zamanla. Hakan Ekinci’nin şüpheli ölümünden sonra, bir deniz yaratığının adı ile anılan oyun olarak tanımlanan, ismi gizlenen ama meraklısının tek tuşla ismine ulaştığı bir oyun dahil oldu gündemimize. İntihar oyun...