Sema Karabıyık Yeni Şafak Gazetesi

Şiddet, resmî dizi dili

Ana mesele hikaye anlatmak değil ekranda tutunmak olunca, dizi evreninde devam eden yolculuk esnasında hikaye karakterler baştan aşağı değişebiliyor. Öyle hikayeler var ki başlangıç hikayesinin aşk hikayesine...

30 Kasım 2017 | 158 okunma

Ana mesele hikaye anlatmak değil ekranda tutunmak olunca, dizi evreninde devam eden yolculuk esnasında hikaye karakterler baştan aşağı değişebiliyor. Öyle hikayeler var ki başlangıç hikayesinin aşk hikayesine dönüşmesi imkan ve ihtimal dahilinde değil ama ilk bölüm sonunda, 'aşka inanmadık, anlatılan aşk hikayesi inandırıcı gelmedi' yorumları yapılıyor. Her açıdan dökülen, senarist değişikliği yaparak ekranda tutunmanın formülünü keşfetmeye çalışan Siyah Beyaz Aşk’ta olduğu gibi. Siyah Beyaz Aşk, biyolojik baba yetiştiren baba ikileminden güç alarak başladı. Yetiştiren babanın tertemiz bir ahlakla donattığı Ferhat’ın biyolojik babanın güdümüne geçmesiyle duygusuz acımasız bir katile evrilişini anlatmaya niyetli gibi bir havası vardı. Yetiştiren babanın katili biyolojik baba. Ferhat küçük yaşta babasıyla birlikte masumiyetini geleceğe dair umutlarını da kaybetti. Nasıl bir anlayışın ürünüyse Ferhat’ın dayısı olarak bildiği kişi biyolojik babası, güçlü, iktidar sahibi bir adam. Üvey kardeş oldukları detayı bilinmediği zaman  (aralarında hiçbir şekilde kan bağı yok) sürekli dayı kelimesi telaffuz edildiğinde ensest çağrışımı yapıyor ki bu çağrışımın bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünüyorum. Süreler müsaade etseydi  Ferhat’ın hikayesi bu kadar aşk sosuna batırılmadan anlatılsa idi eli yüzü düzgün bir hikaye çıkabilirmiş ortaya. Ne var ki ilk sahneden Aslı meselesine girildi. Aslı doktor arkadaşının yerine ambulansla bir hastaya müdahale etmeye gittiğinde silah zoruyla yasadışı bir ameliyat yapmak zorunda kaldı. Zorla alıkonuldu, hapsedildi, hayırsever işadamının eli kanlı bir katil olduğuna kulak misafirliği yaptığında ise ölüm fermanı imzalandı. Tetiği çekecek kişi Ferhat’dı. 'Evlen benimle hayatın kurtulsun' teklifini yaparak kızın canını bağışladı. Seyirci locasından, 'ama anlatılan aşka ikna olmadık bizi inandırmadı' nidaları yükseldi. O vakte kadar anlatılan bir aşk hikayesi değildi, kesişen ve değişen hayatlar üzerineydi. İkilinin dans uyumu üzerine çek...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkasının ölümü 11 Ocak 2018 | 275 Okunma Geleceğe ne kadar hazırız? 07 Ocak 2018 | 110 Okunma Zihin körleşmesi 21 Aralık 2017 | 191 Okunma Diziler yerli mi? Tartışılır ama yersiz uzun! 17 Aralık 2017 | 185 Okunma Hikâye açığı 14 Aralık 2017 | 171 Okunma