ABD içinde Ortadoğu’da izlenecek yol haritası konusunda bir mutabakat mevcut değildir. Mutabakat yokluğu, hedef farklılığından değil, hedefe giden yolların tıkalı olmasından kaynaklanmaktadır. Amerika’nın Ortadoğu’daki birincil hedefinin Irak’ın kuzeyinden Akdeniz’e bir koridorla bağlanan İkinci İsrail olduğunu artık herkes bilmektedir. Sözde “Kürdistan”, bu oluşumun kabullenilmesini kolaylaştırmak için kullanılan bir “müstear isim”dir. Kalıcı sonuçlar, sonucun zoraki de olsa kabullenilmesini ve sonuca olan itirazın etkisizleştirilmesini gerektirir. Amerika’nın Ortadoğu’da tıkandığı nokta budur.
PKK-PYD VE IŞİD
ABD açısından söz konusu hedefi gerçekleştirmenin temel aracı PKK-PYD’dir. Onun için ABD’nin PKK-PYD’yi Ortadoğu’daki “kara gücü” olarak nitelemesi, gerçeği yansıtmaktadır. IŞİD, tasarım ve biçkisi Amerika tarafından yapılmış bir “model düşman”dır. Plan, ABD’nin IŞİD’in hem varlığından, hem de yok edilişinden yararlanması üstüne kurulmuştur. Bu amaçla IŞİD’e üçlü bir işlev yüklenmiştir. IŞİD, bir yandan bölge ülkelerini parçalamada kullanılan bir “terör koçbaşı”dır. IŞİD, aynı zamanda Avrupa ülkelerini doğrudan tehdit eden bir “küresel terör aracı” haline getirilmiştir. Tasarlanan, böylelikle “koalisyon güçleri”ni Amerika’nın güdümü altında yendiden toparlama ve harekete geçirme açısından kullanışlı bir ortamın yaratılmasıdır. Bu terör örgütünün adı da, tehdidin bölgeyle sınırlı olmayıp bütün dünyaya yönelik olduğunu vurgulamak amacıyla, “Irak-Şam İslam Devleti”nden, “İslam Devleti”ne (DEAŞ) dönüştürülmüştür. Bu iki işlev, ABD’nin IŞİD’in varlığından yararlanma yollarına ilişkindir.