Toprağı daha derinden kazmayı olanaklı kılan aletlerin icadı,
Tarım Devrimi’ne yol açtı. Evcilleştirilen hayvanların gücünden
yararlanmayla birleşen alet tasarımı, insanın kol emeğini
verimlileştirdi. Sanayi Devrimi, makineleşmenin ürünüdür.
Makineleşme, buhar ve elektrik enerjisinin kullanımıyla birlikte,
kol emeğini makinenin bir parçası haline getirerek, üretici
güçlerde o zamana kadar eşi görülmemiş bir sıçramaya yol açtı.
Günümüzde ise otomasyon, kol emeğinin kullanımını zorunlu olmaktan
çıkararak, üretim sürecinde insana planlayıcı ve denetleyici bir
işlev yükleme yönünde ilerlemektedir. Bu gelişmeye hidrojen gibi
yeni enerji kaynaklarının kullanıma sokulmasının eşlik etmesi de
beklenmelidir.
BOLLUK TOPLUMU VE ‘BOŞ’ ZAMANLARIN
DEĞERİ
19. yüzyılda bilimsel sosyalizmin Marx ve Engels tarafından
oluşturulmasını olanaklı kılan temel toplumsal olgu, kapitalizmin
geliştiği ülkelerde işçi sınıfının güçlü bir biçimde tarih
sahnesine çıkmasıydı. Ama sınıfsız topluma geçiş için “herkesin
ihtiyacına göre tüketebileceği” bir bolluk toplumu öngörüsünü
gündeme getiren olgunun da, kapitalizm altında makineleşme sonucu
üretici güçlerde yaşanan büyük sıçrama olduğuna kuşku yoktur.
Yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan maddelerinin tüketimi,
insana özgü olmayıp, bütün canlı türleri için geçerli olan bir
zorunluluktur. “Bolluk dönemi”, insanlık açısından bölüşümü sorun
olmaktan çıkarmakla sömürüye dayalı bütün ideolojilerin maddi
temelini ortadan kaldıracağı gibi, insanlığın insani
&oum...