Yerel seçimler yaklaşırken vaatler de doğal olarak havada uçuşuyor. Vaatlerdeki mübalağaya örnek olarak geçmişte bazı belediye başkanı ve milletvekili adaylarının seçmenlerine güya “Şehrimize deniz getireceğiz!” dedikleri söylenirdi. Tabii ki biz yapılamayacak vaatlere değil de yapılabileceklere odaklansak daha iyi. *** Bir siyasetçi sadece kendi seçmenini mi kucaklamalı? Herhalde buna doğrudan ‘evet’ diyemeyiz ama kendisine oy verenleri koruyup kollaması çok da şaşırtıcı olmaz. Ancak, başarılı sistemlerde siyasetçiler ve yöneticiler bilir ki, devlet her kesimi bir şekilde kucaklamalıdır. Bir ülkede merkezden dışlanmışların sayısı ne denli az ise ve hizmet alma ve imkanlardan adil şekilde yararlanabileceği bir düzen kurulmuşsa o ülke o denli güçlü ve kuvvetli olur. Dünün merkezden dışlanmışları olarak muhafazakar-dindar kesim Ak Parti ile birlikte uzun bir süredir iktidar. Maalesef bu uzun ve soluksuz iktidar süreci bazılarının çevreye-olaylara bakış algısını ciddi şekilde bozmuş durumda. Bu sebeple son günlerde yükselen 28 Şubat hassasiyetini siyasi bir seçim hamlesi olarak gördüğümü belirtmeliyim. Bugün, 28 Şubat’ın payandası olmuş bir parti ve lideri ile ittifak içindeyken ve kendilerinden henüz hesap bile sorulmamışken 28 Şubat’la ilgili yapılacak hiçbir eleştiri içinde hakikati barındırmayacaktır.