1 Kasım’da tarihe gömülen saltanatın ardından rejimin adı 29 Ekim’de konmuş ve aslında çok uzun süredir devam eden bir değişim, dönüşüm hikâyesi Cumhuriyet adıyla devam etti. II. Abdülhamit dönemini bir ara dönem olarak görürsek zaten II. Mahmut’tan itibaren Osmanlı’da padişahlar giderek sembolik bir hal almış ve devlet idaresi bürokrasinin eline geçmişti. II. Meşrutiyetle de bu süreç tamamlanmıştı. Bazılarının sandığı gibi demokratikleşme Cumhuriyetle başlamış değil. Osmanlı döneminde temelleri atılmıştı. Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılmak istendiğinde ve açıldığında da kimse şaşırmadı çünkü Osmanlı tebaası Tanzimat Meclislerini başlangıç sayarsak çok uzun zamandır bir meclis fikrine alışıktı ve Osmanlı Mebusan Meclisi üyelerini de halk seçiyordu. O günlerde uygulanan iki dereceli seçim sistemi Cumhuriyette de devam etti ve ancak 1946’da değişti.