Takvimlerden bir yıl daha eksildi, eksilirken keşke dertlerimizde eksilebilse ancak hiç de öyle olmuyor. Maalesef kolay kolay da olacak gibi gözükmüyor. 1950’den beri kör topal ilerleyen demokrasimize rağmen toplumsal kutuplaşmaları mutedil bir noktaya getirebilmiş değiliz. Köylülüğümüz hayata hükmediyor. Hükmettiği ve yeni bir medeniyet tasavvuru üretemediğimiz için de ürettiğimiz her şeyde bir sakillik var. Bundan en çok etkilenen de inanç dünyamız. Fikrin değil ön yargıların çarpıştığı bir dünya. İnanç derken sadece dini kastetmiyorum, ideolojiler de bunun bir parçası. İslamcılığımız ne denli sakilse Kemalistliğimiz de muhafazakarlığımız da … o denli sakil. *** Ve dahası sanki bu topraklarda birileri gerçekten çok mutlu yaşamış gibi hepimiz birbirimizin günahları peşindeyiz.