Şenol Kaluç Karar Gazetesi

Cumhurbaşkanı “Alevilerin sorunlarını

Muharrem ayı gelmişken hem Cumhurbaşkanımıza hem de hükümete sorsak; Alevi açılımına ne oldu? Kürt açılımının akıbetini biliyoruz; PKK ve uzantıları sayesinde hendeğe yuvarlandı...

27 Eylül 2017 | 113 okunma

Muharrem ayı gelmişken hem Cumhurbaşkanımıza hem de hükümete sorsak; Alevi açılımına ne oldu? Kürt açılımının akıbetini biliyoruz; PKK ve uzantıları sayesinde hendeğe yuvarlandı ancak Aleviler ne hendek açtı ne de barikat kurdu. Çok çok AK Parti’ye oy vermedi, siyasetini beğenmedi, karşısında yer aldı. Peki, bunlar sorunlarının çözülmemesi için bir sebep olabilir mi? 28 Şubatçıların başörtülü kadınlarımızın birtakım haklarının engellenmesi ile Alevilerin birtakım haklı taleplerinin yok sayılması arasında ne fark var? Biz onlardan farklıyız demekle farklı olunmuyor; hak ve adalet de sağlanmıyor… Bu işler o kadar da kolay değil diyecekseniz; hiç konuşmayın daha iyi, çünkü bu ülke istenildiğinde bazı şeylerin çok da kolay yapılabildiğini biliyor. Cumhurbaşkanımız bir TV programında “TEOG kalkacak” dedi ve kalktı! Yetkililerden de “Efendim, bir bakalım, olur mu olmaz mı?” diyen çıkmadı. Alevilerin istek ve talepleri de ol(a)mayacak şeyler değil! Yeter ki Sayın Cumhurbaşkanımız bir işaret buyursun; herkes üstüne düşeni yapar. *** Nitekim geçmişte ortada hiçbir şey yokken “Alevi Açılımı” o gün Başbakan olan Cumhurbaşkanının bir işareti ile başlamamış mıydı? Hükümet de Alevileri toplayıp taleplerini sorunca onlarda -ayrılıklarını bir kenara koyup- bir dizi ortak talebi sıralayıverdiler. İşte ne olduysa o zaman oldu!. . Düne kadar devletten dışlanan Muhafazakar-Dindar siyasamız iktidarla birlikte devletin gücünü içselleştirdi ve geçmişte kendilerini ezen ancak kendisini laik olarak tanımlasa da özde -kendinden menkul bir anlayışla- Sünni-Hanefi ve Türk olarak kabul eden devletin tüm reflekslerini sahiplenmeye başladı ve aydınlandılar(?). Dünden bugüne bir türlü paradigma değişikliği yapamadığımız için de ne Alevi ne de Kürt sorununda bir arpa boy yol alamıyoruz ve hep aynı dehlizlerde kaybolup duruyoruz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geleceğe bakmak: Yapay zeka ve mavi yakalılık 20 Kasım 2024 | 182 Okunma Misvak mı sünnet diş temizliği mi? Statüko mu huzur mu? 13 Kasım 2024 | 207 Okunma Akademik değil mesleki eğitime ihtiyacımız var 06 Kasım 2024 | 128 Okunma Cumhuriyet’in içini doldurmak! 30 Ekim 2024 | 72 Okunma Para için insanlık öldürülebilir mi? 23 Ekim 2024 | 110 Okunma