Geçen hafta adı süper kendisi vasat bile olamayan ligimizde maçlar yoktu ve ülkece bu kez de milli maç işkencesine tabi tutulduk. Önce utanç verici bir Lüksemburg macerası, ardından da ilk yarısında futbolseverlerin ezik takımlar için kullandığı “ender gelişen Osasuna atakları” tadında bir Faroe Adaları maçı izlerken, ikinci yarı yediğimiz ayazın yanında yediğimiz gollerle de tarihi bir kere daha tersinden yazdık.
Tabii doğal olarak teknik direktör S. Kuntz’a da sert eleştiriler beraberinde geldi. Gerçi bizde işini iyi de yapsan eleştirmek moda, sanki elin Alman’ına kendi seçimlerini yapmasına izin vermişiz gibi sallayıp duruyoruz.
Koskoca ülkede herhalde insanların en rahat konuşup, birbirine sardırabildikleri tek mecra futbol olmalı. Gerçi orada da uzun süredir sosyal medyada örgütlenmiş basın mensubu ve spor yazarı-yorumcusu ayaklarına yatarak ortaklık yaptıkları uyanık avukatlar aracılığı ile gençlerin damarına basarak para kazanan tipler egemen.
Bu tiplerin paylaştıkları yorumları gördüğünüzde insanın beynine gerçekten de kan sıçrıyor. Benim öfkemin sebebi yorumlarından ziyade bu insanların bile isteye kendilerine ve ailelerine küfür ettirmek için bu...