Türkiye görece zengin bir ülke. Zengin olmasak mevcut ekonomik şartlarda yorulmuş ve 22. yılını aşmış bir iktidarın devamı söz konusu olamazdı. Rahmetli Demirel “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” derken haklı idi ama bu tespitteki gizli öznenin sağ iktidarlar olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.
22 yıllık iktidar yıpranmışlığına rağmen bir değişikliğin olmamasının en büyük sebebi Erdoğan faktörünün Türkiye’nin tüm sağ birikimini kendi şahsında toplaması ve eritmesi. Rakipmiş gibi çıkanlar dahi son tahlilde hep Erdoğan’a çalıştı, çalışıyor. Hal böyle olunca da kazanması kaçınılmaz oluyor.
CHP, tüm değişim çabalarına rağmen bir türlü kendisini merkeze kabul ettiremedi. Bu dediğim CHP’nin solda olduğu anlamına gelmesin. Türkiye’deki hemen tüm partiler sağın farklı versiyonlarıdır. İdeolojik olarak benzerlikleri %80 olmasına rağmen o azınlıktaki yüzde halkı böler. Bu küçük fark da CHP’nin sağ olarak algılanmasını ve iktidar için bir alternatif olmasını engelliyor.
Mesela iktidarın küçük ortağı ile Ana Muhalefet partisinin Türkiye’nin 100 yıldır aşamadığı mevzulara bakış açısı hemen hemen aynı. Hatta şu andaki Ak Parti ile de aynıdır ama aynı değilmiş...