Çocukluğumdan beri fantastik filmleri severim. Çocukluğumda Süperman’ı televizyonda ilk izlediğimde çocukluk hali ile filmin öyle etkisinde kalmıştım ki misafirleri uğurlarken hızla kapanan kapıyı durdurabileceğim zehabına kapılıp tutmaya çalışırken az daha parmaklarımdan olacaktım. Akıllandık mı peki? Hayır… Gecekondumuzun balkonundan sırtımıza çarşaf bağlayıp uçmaya bile kalkardık… Allahtan futbolcu Rıdvan gibi değildik de düşmeyi bildiğimiz için ufak tefek çiziklerle atlatırdık durumu…
Neyse, mevzu fantastik sinema ve animasyonların dünyası değil. Bilenler bilir Süpermen’in çizgi romanları dışında, çizgi filmlerden sinemaya, oradan dizilere kadar birçok uyarlaması var. Son dizi uyarlamasını da değerlendirecek değilim, isteyen hazreti Google bakarak bulabilir.
Dizinin yayınlanan son bölümünü izlerken izlediğim bir sahne açıkçası hem içimi acıttı hem de beni biraz karamsarlığa itti. İzlediğim sahne aslında öyle aman aman bir sahne de değil. Duygusal deseniz duygusal değil, dram hiç yok ama ben çok rahatsız oldum.
Sahneyi isterseniz ana hatları ile aktarayım. Dizinin yardımcı karakterlerinden bir kadın kahramanı girdiği belediye başkanlığını yarışını kazanmış...