Mesela bütün bir yıl unutur ve her yıl Nisan ayı geldiğinde Ermeni Tehciri mi yoksa soykırımı mı tartışmalarına gömülür, bu olayı gündeme alan tüm ülkeleri protesto yağmuruna tutarız. Birkaç hafta sonra yine unutur gideriz. Bir de tuhaf bir Nobel düşmanlığımız var. Tabii ki bizim Nobel ile ilişkimiz öyle aman aman bir bilim-sanat ilişkisi vs. değildir ve genelde siyasetten öteye de geçmez. Bugüne kadar Nobel’e olan yakınlığımız en fazla 80’li yıllarda “Yaşar Kemal Nobel Edebiyat Ödülünü alacak mı almayacak mı?” tartışmaları ile olmuştu.