Memlekette herhangi bir konu yok ki sapla saman birbirine karıştırılmasın. Hele konu geçmiş ise bu daha çok yapılıyor. Tabii ki herkesten bir tarihçide olması gereken asgari birikimi beklemek yanlış olur ama güya kendisini bu alanda otorite görenlerin dahi temel ilkelerden kopuk yorumlar yaptığını insan görünce şaşırıyor dersem yalan söylemiş olurum. Bu ülkede hiçbir şey şaşırtıcı değil çünkü!...
Osmanlıdan Cumhuriyete pek çok konuda bir süreklilik olmasına rağmen bir kesim keskin bir kopuşun olduğunu iddia ederken bir kesim de devrim sevdasına geçmişi yok sayıyor.
Belki en netameli tartışma konulardan birisi de Harf İnkılabı. Ben baştan tarafımı koyayım, sorun Harf İnkılabında değil Dil İnkılabında idi ve bu noktada açıkça yanlış yapılmıştır.
Okur yazarlığın azlık ya da çokluğunun alfabe ile doğrudan ilgisi olduğu düşüncesi herhalde bir tek bizim ülkemize has bir durum olabilir. Çünkü, Arap Alfabesinden Latin Alfabesine geçişin gerekçesi olarak çoğunluk “efendim Arap alfabesi ile yazıp-okumak zordu” açıklamasından öte gidemiyor. Halbuki daha akıllıca ileri sürülebilecek bir çok sebep var.
Meselenin alfabenin zorluğu ya da kolaylığı olmadığını Japon...